Kuru Göz Sendromu

Göz sağlığının korunması açısından göz yüzeyinin nemli kalması büyük önem taşır. Gözyaşı, göz yüzeyine oksijen ve besin maddeleri taşıyarak dokuların sağlığına ve onarımına yardımcı olur. Gözün yüzeyini kaplayarak gözü dış etkenlere karşı korur; yabancı cisim girişini, bakteri ve mikropların yayılmasını engeller. Ayrıca göz yüzeyinin nemli olması görüş netliğini ve keskinliğini de destekler. Gözyaşı üretiminin yetersiz hale gelmesi ile karakterize kuru göz sendromu, göz sağlığını olumsuz etkileyerek ciddi görme sorunlarına yol açabilmektedir.

Göz hastalıkları yıllık düzenli doktor kontrolüyle erken dönemde teşhis edilebilmekte ve uygun tedavilerle göz sağlığı korunabilmektedir. Kuru göz sendromu da göz muayenesi ile tespit edilebilir. Suni gözyaşı damlaları, kontakt lensler, ilaç tedavileri gibi yöntemlerin yanı sıra seçili hastalarda lazer uygulaması ile kuru göz tedavisi gerçekleştirilebilmektedir.

Kuru göz sendromu nedir?

Kuru göz sendromu, gözlerin yetersiz gözyaşı üretmesi veya göz yüzeyinin yetersiz ıslanması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu durum, gözlerin yüzeyinin nemli kalması ve korunması için gereken gözyaşı filmi eksikliği veya kalitesizliğine bağlı olarak oluşabilir.

Kuru göz sendromu, bir dizi nedenle ortaya çıkabilir. Yaşlanma, hormonal değişiklikler, kadınlarda menopoz dönemi, ilaç kullanımı, çevresel faktörler (rüzgarlı hava, kuru iklimler vb.) ve Sjögren sendromu, romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar, kirpik dibi iltihabı kuru göz sendromuna yol açabilen etkenler arasında yer alır.

Kuru göz sendromu belirtileri nelerdir?

Kuru göz sendromunun en tipik belirtisi gözlerde yanma, kaşıntı ve batma hissidir. Diğer belirtiler ise şöyle sıralanabilir:

• Gözlerin kızarması
• Bulanık görme
• Görmenin kimi zaman iyi kimi zaman da kötü olması (Örneğin; göz kırpmanın azaldığı televizyon seyretme, bilgisayar veya telefon ekranına uzun süre bakma gibi aktiviteler sonrası göz yüzeyinin kurumasına bağlı görüşün bozulması)
• Gözlerde aşırı sulanma (Göz yüzeyinin kurumasına tepki olarak ortaya çıkabilir)
• Gözlerde hassasiyet
• Gece görüşünün kötüleşmesi

Kuru göz sendromu nasıl tedavi edilir?

Hastalığın tanısı göz doktoru tarafından yapılan kapsamlı göz muayenesi ile koyulur. Tanı için ayrıca

gözyaşı kalitesi ve miktarını değerlendiren testler, göz çevresi incelemesi, kornea ve konjonktiva muayenesi gibi yöntemlerden de faydalanılmaktadır.

Kuru göz sendromunun tedavisi, semptomların şiddeti ve nedenlerine bağlı olarak değişebilir. Tedavi seçenekleri arasında suni gözyaşı damlaları, jel veya merhemler, göz kapaklarının temizlenmesi, sıcak kompresler, göz yüzeyini nemlendiren kontakt lensler ve bazen ilaçlar bulunur.

Son yıllarda göz kuruluğunda kullanılan bir diğer yöntem de lazer tedavisidir. Intense Pulse Light (IPL) lazer yöntemi özellikle kirpik dibi yağ bezlerinin düzgün çalışmaması nedeniyle ortaya çıkan göz kuruluğunun tedavisinde etkili olmaktadır.

Göz kuruluğu tedavisi bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşımı da gerektirebilir. Örneğin göz kuruluğu romatizmal hastalıklara bağlı geliştiyse, göz tedavisinin yanı sıra bu hastalıklar da tedavi edilmelidir.

Göz kuruluğunun tedavisi neden önemlidir?

Kuru göz sendromu, tedavi edilmediğinde göz sağlığına zarar verebilecek ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. Zamanında tedavisi sağlanmayan göz kuruluğu hastada göz tahrişi, bulanık görme, göz lezyonları gibi problemlere yol açabilir; kontakt lens kullanımını zorlaştırabilir ve gözde inflamasyon ve enfeksiyon riskini artırabilir.

İhmal edilen kuru göz sendromu ileri evrelerde görme kaybına varan sonuçlar doğurabilir.

Kuru göz sendromu tedavisi kimlere uygulanabilir?

Kuru göz tedavisi rahatsızlık tanısı konmuş kişilere uygulanabilir.

Kuru göz sendromu tedavisi için uygun hasta grupları şöyle değerlendirilmektedir:

• Gözlerinde yanma, batma, kızarıklık, tahriş, bulanık görme, göz yorgunluğu olanlar,
• Kontakt lens nedeniyle göz yüzeyinde kuruma problemi yaşayan kişiler,
• Bilgisayar veya diğer dijital ekranlı cihazların sık kullanımı nedeniyle kuru göz sendromu belirtileri artan kişiler,
• Gözyaşı üretimi azalan yaşlı bireyler,
• Sjögren sendromu gibi otoimmün hastalıkları olanlar,
• Çevresel faktörlere bağlı göz kuruluğu gelişen hastalar.